Veri merkezi işletmeciliği rekabetçi bir ortama kavuşmalı

KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu, veri merkezlerinin rekabetçi bir yapıya kavuşması ile yeni nesil bulut alanında dünyada öncü olabilecek şirketlerin de buradan çıkmaya başlayacağı görüşünü savunuyor.
Sistem bütünleştirme alanında son dönemlerde hızlı bir değişim yaşandı. KoçSistem, 68 yıllık birikimi ve deneyimiyle bu süreçten başarıyla geçti. Bu başarıda ise hizmet odaklı yapıya geçişin ve bu doğrultuda kurulan veri merkezlerinin de büyük bir payı var. KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu ile veri merkezi dünyasındaki gelişmeleri ve Türkiye’nin bu konudaki rolünün nasıl olması gerektiğini konuştuk:
Sistem bütünleştirme alanında önemli bir dönüşüm süreci yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Siz bu dönüşümü nasıl gerçekleştirdiniz?
Son beş yılda pazarın dinamikleri değişti ve klasik anlamdaki sistem bütünleştiricileri zor dönemler geçirmeye başladılar. Bu gelişmeleri önceden tahmin ederek yeni stratejilerimizi ve yapılanmamızı belirledik, hizmet odaklı bir yapıya geçtik. Önümüzdeki 10 yılda teknolojinin artık bir hizmet olarak alındığı bir düzen hakim olacak. Donanım ve yazılım katmanından uygulama katmanına kadar bu teknolojileri işleterek müşteriler için katma değerli bir hizmet sunumu söz konusu.
Sistem bütünleştirme işinde BT’yi hizmet modeliyle sunan kimliğe dönüşüm yapabilmek çok kolay bir şey değil. Eskiden bir sistemi alıp onu kurmak bir sistem bütünleştirici için yeterliyken, şu aşamada sistemin üzerindeki işlerin otomasyonundan güvenliğine kadar hizmetler sunmak gerekli. Türkiye’de sektörde sermaye birikimi de yeterli olmadığı için sistem bütünleştirici rolündeki çoğu şirket bu kavrama dönüşüm sürecini tamamlayamadı.
Bizim son 6 yıldır ortalama büyüme hızımız yüzde 20’lerin üzerinde. Ama daha da önemlisi gelirlerimizin yarısından fazlası hizmet tarafından geliyor. Buradaki en önemli nokta; üreticinin ürünlerini alıp satan bir kimlikten çıkıp, bu ürünleri kullanarak kullanıcıya hizmet veren bir kimliğe bürünmüş olmak. Günümüzde artık hız çok önemli. Katma değerli hizmetlerimiz sayesinde kullanıcılar istedikleri anda istedikleri BT hizmetini alabiliyorlar.
Teknoloji bağımsız bir hizmet modeli mi oluşturdunuz?
Şirketler farklı farklı teknoloji mimarisine sahipler. KoçSistem olarak bu altyapıların üzerindeki katmanda yer alan bir yazılım geliştirdik. Böylece aşağıdaki mimari ne olursa olsun tamamen web kullanıcı arayüzüyle, müşterilerin istediği mimari ve teknolojiyi kullanabilecekleri bir hizmet geliştirdik. Veri merkezlerindeki çoklu teknolojileri kullanarak bunların üzerine iş değeri yaratan çözümlerini de katarak hizmet üretmeye çalışıyoruz. Kısacası SaaS kavramından daha geniş bir çerçevede hizmet sunumu gerçekleştiriyoruz.
Şu anda biz 200’ün üzerinde büyük kurumun BT’sini onlar adına işletiyoruz. Yaklaşık 6 bine yakın sunucu bulunan, günlük 3 Petabayt civarında veriyi yedekleyen, büyük veri merkezlerini yönetiyoruz. Örneğin bizim buradaki veri merkezimizde 10 – 15 adet rüzgar gülünün ürettiği enerjiye denk bir enerji tüketiliyor.
En önemli gider kalemlerinden biri enerji olmalı…
Bir veri merkezi kurarken şu aşamada ilk önce enerji verimliliğini nasıl sağlarız diye düşünüyoruz. Örneğin biz buradaki yerleşkemizde soğutma süreçlerinde kullanılan R22 gazını devre dışı bıraktık. Başka soğutma yatırımları yaparak yüzde 50’ye yakın enerji tasarrufu sağladık. Daha fazla enerji tasarrufu sağlamak için de çalışmalarımızı hızla devam ettiriyoruz.
Türkiye’de enerji maliyetleri çok yüksek. Bu sadece sizin için değil tüm veri merkezleri için bir dezavantaj değil mi?
Türkiye’nin uluslararası alanda kendine bir yer açabilmesi için mutlak suretle veri merkezi işletmeciliğini rekabetçi bir hale getirmesi gerekli. Enerji maliyeti önemli ama bu konuda verilecek olan teşvikler de çok önemli. Örneğin dünya çapında hizmet veren veri merkezleri ile maliyet karşılaştırması yapıldığından bizler üç kat daha fazla harcama yapıyoruz. Veri merkezi işletmeciliğinde de enerji toplam giderlerin içerisinde yüzde 38-40 arasında. Önümüzdeki dönemlerde bunun yüzde 30’lara ineceğini düşünüyorum. Ama bu giderler karşılaştırıldığında aradaki üçte birlik masraf farkı kaybolmayacak. Bu durumda rekabet şansınız doğrudan baltalanıyor.
Peki bu konuda nasıl bir strateji izlenmeli?
Bakın ben size, ilk defa burada açıklayacağım bir örnek vereyim. Avrupa bugün kendi rekabet alanını geliştirmek için tedarik zincirinde bir rekabet avantajı yakalamak istiyor. Bunun için de Avrupa’nın geleceğine yön verilecek üç tane Ar-Ge projesi üzerinde çalışılıyor ve bunlardan bir tanesi ise FISpace Projesi. Avrupa’da tüm lojistik hareketleri ve altyapısının bulut üzerinden yönetimini sağlayacak bu projede uluslar arası büyük oyuncular yer alıyor ve bunlar arasında bulut altyapısı ve güvenlik katmanında yer alan bir KoçSistem var. Böylesine büyük bir projede yer alıyoruz ama bu maliyetlerle de bu projede yer almakta zorlanıyoruz. Yarın Rusya ya da Polonya “Ben bu işi KoçSistem’den yüzde 50 daha az maliyetle kendi ülkemde gerçekleştiririm” derse benim orada bir rekabet şansım olmayacak. Türkiye çok iyi söylemler ve yaklaşımlar geliştirse de eylem tarafında geride kalıyor.
Ben önümüzdeki altı ay içinde siyasi iradenin bu konuda önemli kararlar alacağına inanıyorum. Örneğin siyasi irade, belirli bir alanı belirleyip, burada güçlü bir altyapı kurup, uluslararası rekabete de uygun enerji politikası sunduğu zaman zaten Türkiye’nin doğası değişir. Bunun tetikleyeceği dönüşüm, binlerce kişiye iş imkanı yaratacağı gibi yeni nesil bulut alanında dünyada öncü olabilecek şirketler de buradan çıkmaya başlar.
Veri merkezlerine olan güven artıyor mu?
Veri merkezlerinde ilk olarak fiziksel güvenlik ve bunun yanında içerideki bilgilerin dışarı çıkmasıyla alakalı olarak çalışanların güvenilirliği öne çıkıyor. Ek olarak da bu merkeze gelen sanal saldırılar var. Bu önemli bir konu ve çok büyük yatırımlar gerektiriyor. Çalışanların veri merkezinden veriyi alıp başka bir yere sızdırması konusunda bütün işlemler kayıtlı olarak yapıldığı için kimin nasıl bir hareket yaptığını takip edebilirsiniz. Bunun takibi için yapılan yatırım normal bir şirketin yapabileceği bir yatırım değil. Burada birçok standartlar mevcut. Bir şirketin bu standartları kendi bünyesinde kurmaya çalışması milyon dolarlara ulaşan maliyetlere yol açıyor. Dolayısıyla çoğu şirket bu konulardan habersiz olarak kendi veri merkezlerini yönetmeye çalışıyorlar. Bizim gibi profesyonel veri merkezlerinde ise daha üstün bir hizmet sunuluyor.
Türkiye’de veri merkezleri için bir düzenleme gerekli mi?
Bu düzenleme zaten bizde mevcut. Bunun yanında örneğin finans sektöründeki şirketler veri merkezlerini kendi içinde kuruyor ve yaptıkları her işlem de denetime tabi. Her kurumun bulunduğu sektöre göre değişik denetlenme kuralları var. Bizim gibi veri merkezleri bunları uyum içinde verebiliyor. Zaten bu kurumlar da dışarıdan aldıkları veri merkezi hizmetlerini de denetletiyorlar. Mesela ilaç sektöründeki denetim mevzuatı çok titizdir. İlaç şirketleri dışarıdan veri merkezi hizmeti almaya başladığından bu yana bu süreçleri oldukça hızlandı ve denetimlerinden oldukça rahat bir şekilde geçebilecek hale geldiler. Kendi bünyelerindeki veri merkezlerindeki çoğu mevzuat denetiminde başarılı olamıyorlardı. Diğer taraftan Türkiye’de korumacı bir tutum da mevcut. Örneğin finans kurumları kesinlikle yurtdışından böyle bir hizmet alamaz.
“Kurumsal bulut kurabilmek ciddi bir bilgi birikimi gerektiriyor”
“Dünyada Microsoft, Google gibi şirketler yazılım tarafından gelip bulut hizmeti vermeye başladılar. Bunun yanında teknolojinin hizmet olarak alındığı yeni açılımlar gelmeye başladı. Diğer tarafta telefon operatörleri var. Hizmet modelinde ses ve verinin dışında teknoloji uygulamalarını da vermeye başladılar. Şimdi bu dönüşüm aşamasında KoçSistem bulut mimarisi kurabilen bir bilgi birikimine sahip. Aynı zamanda bulut mimarisinin yanında bulut üzerine büyük şirketleri taşıyarak o müşterilerin istediği güvenlik seviyelerinde teknolojiyi uygulayabilen bir şirket. Kurumsal bulut kurabilmek önemli bir bilgi birikimi gerektiriyor. “

Konular

Hanci.org sizlere daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanıyor.
Hanci.org sitesini kullanarak çerez politikamızı kabul etmiş olacaksınız.
Detaylı bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası metnimizi inceleyebilirsiniz.