10 yılda internet ne hale geldi böyle?
Son on yılda internetle ilgili hemen herşey kökten değişti, insanların ona bakış açısı dâhil!
2000 yeni yılı arifesini hatırlıyor musunuz? Hayır? Ne komik değil mi, hemen herkesin o kadar büyük beklentileri vardı ki 2000 hakkında! Oysa şimdi çoğumuz pek hatırlamıyor, bazılarımız ise hatırlamak bile istemiyor.
Mesela bazıları hep olduğu gibi kıyametin kopmasını, dünyanın yanmasını bekliyordu sabırsızlıkla. Ne gerek varsa artık? Dünyanın sonu ne zaman gelecekse gelecek, kıyamet üzerine bu kadar kafa yormaya gerek var mı? Nedir, tatil rezervasyonlarını kıyametten sonraya mı alacak insanlar? O trafikte yollarda ziyan olmamak için?
Aslında kıyamet hep kopar. Siz bu yazıyı okurken de bir yerlerde, birileri kendi küçük kıyametlerini yaşıyorlar. Ve aslında 2000 yılı gerçekten de bazıları için kıyameti getirdi, getirmedi değil. Ülkemizde pek farkedilmedi ama, 2000 yılı internet üzerinden para kazanmayı uman pek çok insan için kıyameti de beraberinde getirmişti.
Kıyamet Ve Sonrası
2000 yılına girilirken işler gayet yolunda görünüyordu. Özellikle Amerika'da önceki iki yıl internet üzerinde çalışan pek çok firmanın ilgi ve yatırım olarak tavan yaptığı dönemdi. İnternet geleceğin dünyasının temeliydi, buna para ve zaman harcayanlar, yakın gelecekte şişkin hisse portföyleriyle ödüllendirilecekti.
Ancak tüm bu coşku aslında bir balondan ibaretti. Halk interneti tanımıyor ve güvenmiyordu. İnternet altyapısı çoğu firmanın hayal ettiği projeleri kaldıracak güçte olmaktan uzaktı. Ve en kötüsü de, bu alanda çalıştığını duyuran çoğu firma aslında sırf yükselen hisse fiyatları dalgasını yakalamak için yalan söylüyordu.
2000 yılı daha çok gençti ki gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Balon patladı, aylar içinde yüzlerce milyar dolar buharlaştı, sektör tamamen çökmenin eşiğine geldi ve yüzbinlerce insan işini, parasını ve hayallerini kaybetti. Ancak sönen internet balonu taşların yerine oturmasını, işlerin daha ciddi ve mantıklı yürümeye başlamasını da sağlayacaktı.
Yeni Kurallar
Bilişim sektörünü bacağından tutup kafa üstü silkeleyen bu dev kriz, herşeyden önce internetin herkesin kafasına göre at koşturabileceği bir mecra olmadığını kabul ettirdi. İnternete gerçekten para yatıran firmalar projelerini kafalarını göre yapmaktan vazgeçmeliydi. Sonuçlar öyle kaotik oluyordu ki, ortaya çıkan hizmetler ve teknolojiler kullanıcıların gönlünü çelmekten çok, onların gözünü korkutuyordu.
Bu bağlamda Web Standartları Projesi (WSP) gündeme geldi. Bu standartla internetin paramparça değil, akıcı bir bütünlük ve uyum içinde olmasını amaçlıyordu. Böylece ortaya konulan işler son kullanıcıların hayatını kolaylaştıracaktı.
Ama bu projenin bir diğer önemli hedefi, bilgi teknolojilerine para yatıracak firmaların işini de kolaylaştırmaktı. Eğer bu konudaki teknolojilere bir standart gelirse, sektöre giren her firma kendi ihtiyaç duyduğu araçları oluşturmak için para ve zaman harcamayacaktı.
Yeni Araçlar
İnternet dünyasına getirilen standartlar, sadece büyük firmaların değil, bu alanda faliyet göstermek isteyen şahısların bile hayatını kolaylaştıracak gelişmelerin yaşanmasını sağladı. 2000 yılından önceki araçlarla bir web sitesi kurmak ve çalıştırmak, büyük para, zaman ve bilgi isteyen, büyük hataların yapılmasının gayet kolay olduğu bir girişimdi.
Ancak yeni kurallarla beraber bu işler gittikçe daha az zahmetli, üçüncü parti yazılımlar sayesinde çok daha düşük maliyetli bir hâl aldı. Wordpress ve Joomla gibi gelişmiş yazılımlar ve çeşitli veri kitaplıkları ortaya çıkarak verimliliği tahmin edilmeyen seviyelere çektiler.
Üzerine çok konuşulan ve özellikle Apple yüzünden tartışmaların odağı olan Flash da bunlardan biridir. Flash ile ilgili esas sorun yazılımın kendinden kaynaklanmıyor aslında. Bu gayet faydalı aracı gereğinden fazla kullanmaya çalışan, sonuçta ortaya bantgenişliği canavarı siteler çıkaran tasarımcılar bu tartışmalardan fazlasıyla sorumlular denebilir. Sonuçta yeni de olsa, araç sadece araçtır.
Sorunlar, Sorunlar
Tüm yeniliklere ve gelişmelere rağmen, bugün bilişim sektörünün hâlâ standartlara mükemmel bir uyumluluk sağlamış olduğunu söylemek mümkün değildir. Atılan adımlar internetin yüzünü hayli değiştirmiştir. Sonuçta Flash ve benzeri araçlar olmasa, Facebook ya da YouTube gibi servisler teknik açıdan mümkün olmayacaktı.
Ancak esas sorun tüm bu araçlara rağmen, büyük çapta bir standardizasyonun hâlâ mümkün olmamasıdır. Doğru, basit bir web sitesi yapmak artık çok daha kolaydır. Ancak gelişmiş ve çok yönlü servisler kurabilmek için yine de ciddi bir teknik eleman ve para gücü gerekmektedir.
Üstelik şimdi işin içine bir de mobil aygıtlar girmiştir. Bir web hizmetinin aynı tasarımla hem bilgisayarlarda, hem de mobil aygıtlarda çalışması mümkün değildir. Bu yetmezmiş gibi bir de mobil cihazların standartlarının çok farklı yönlere kaymış olması da durumu güçleştirmektedir. Ancak belki Android gibi yeni platformlar bu alanda da köklü değişimler getirebilir.
Sonraki On Yıl
Önümüzdeki on yılın bilişim sektörü ve internet için neler getireceğini, neleri dayatacağını az çok kestirmek güç değil. Bugüne kadar çıkarılan dersler, iki önemli hususun üzerine gidileceğini gösteriyor.
Öncelikle mobil platformların önemi ve sektördeki ağırlığı katlanarak artacaktır. Zaten Android'in gelişi de bunun açık bir habercisidir. Eğer bu alanda bir standardizasyon mümkün olursa, mobil araçların ve hizmetlerin son kullanıcının hayatındaki payının artması mümkün olabilir.
Burada ikinci önemli husus karşımıza çıkıyor, son kullanıcı dostu uygulamalar tasarlamanın kaçınılmazlığı. Web sitenizde külçe altın sunsanız bile, eğer ziyaretçileriniz onu rahatlıkla bulup erişemiyorlarsa faydası yoktur.
Rahatlıkla görebileceğiniz üzere, yeni kurallar ve şartlar oyunun şeklini tamamen değiştirmiş olabilirler. Ancak değişmeyen bazı şeyler de var. Yaptığı işe emek, zaman ve para harcamayı, yeni ve kullanıcı dostu fikirleri portföyüne katmayı başaramayanları, önümüzdeki on yılda yine kendi küçük kıyametleri beklemektedir.
2000 yeni yılı arifesini hatırlıyor musunuz? Hayır? Ne komik değil mi, hemen herkesin o kadar büyük beklentileri vardı ki 2000 hakkında! Oysa şimdi çoğumuz pek hatırlamıyor, bazılarımız ise hatırlamak bile istemiyor.
Mesela bazıları hep olduğu gibi kıyametin kopmasını, dünyanın yanmasını bekliyordu sabırsızlıkla. Ne gerek varsa artık? Dünyanın sonu ne zaman gelecekse gelecek, kıyamet üzerine bu kadar kafa yormaya gerek var mı? Nedir, tatil rezervasyonlarını kıyametten sonraya mı alacak insanlar? O trafikte yollarda ziyan olmamak için?
Aslında kıyamet hep kopar. Siz bu yazıyı okurken de bir yerlerde, birileri kendi küçük kıyametlerini yaşıyorlar. Ve aslında 2000 yılı gerçekten de bazıları için kıyameti getirdi, getirmedi değil. Ülkemizde pek farkedilmedi ama, 2000 yılı internet üzerinden para kazanmayı uman pek çok insan için kıyameti de beraberinde getirmişti.
Kıyamet Ve Sonrası
2000 yılına girilirken işler gayet yolunda görünüyordu. Özellikle Amerika'da önceki iki yıl internet üzerinde çalışan pek çok firmanın ilgi ve yatırım olarak tavan yaptığı dönemdi. İnternet geleceğin dünyasının temeliydi, buna para ve zaman harcayanlar, yakın gelecekte şişkin hisse portföyleriyle ödüllendirilecekti.
Ancak tüm bu coşku aslında bir balondan ibaretti. Halk interneti tanımıyor ve güvenmiyordu. İnternet altyapısı çoğu firmanın hayal ettiği projeleri kaldıracak güçte olmaktan uzaktı. Ve en kötüsü de, bu alanda çalıştığını duyuran çoğu firma aslında sırf yükselen hisse fiyatları dalgasını yakalamak için yalan söylüyordu.
2000 yılı daha çok gençti ki gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Balon patladı, aylar içinde yüzlerce milyar dolar buharlaştı, sektör tamamen çökmenin eşiğine geldi ve yüzbinlerce insan işini, parasını ve hayallerini kaybetti. Ancak sönen internet balonu taşların yerine oturmasını, işlerin daha ciddi ve mantıklı yürümeye başlamasını da sağlayacaktı.
Yeni Kurallar
Bilişim sektörünü bacağından tutup kafa üstü silkeleyen bu dev kriz, herşeyden önce internetin herkesin kafasına göre at koşturabileceği bir mecra olmadığını kabul ettirdi. İnternete gerçekten para yatıran firmalar projelerini kafalarını göre yapmaktan vazgeçmeliydi. Sonuçlar öyle kaotik oluyordu ki, ortaya çıkan hizmetler ve teknolojiler kullanıcıların gönlünü çelmekten çok, onların gözünü korkutuyordu.
Bu bağlamda Web Standartları Projesi (WSP) gündeme geldi. Bu standartla internetin paramparça değil, akıcı bir bütünlük ve uyum içinde olmasını amaçlıyordu. Böylece ortaya konulan işler son kullanıcıların hayatını kolaylaştıracaktı.
Ama bu projenin bir diğer önemli hedefi, bilgi teknolojilerine para yatıracak firmaların işini de kolaylaştırmaktı. Eğer bu konudaki teknolojilere bir standart gelirse, sektöre giren her firma kendi ihtiyaç duyduğu araçları oluşturmak için para ve zaman harcamayacaktı.
Yeni Araçlar
İnternet dünyasına getirilen standartlar, sadece büyük firmaların değil, bu alanda faliyet göstermek isteyen şahısların bile hayatını kolaylaştıracak gelişmelerin yaşanmasını sağladı. 2000 yılından önceki araçlarla bir web sitesi kurmak ve çalıştırmak, büyük para, zaman ve bilgi isteyen, büyük hataların yapılmasının gayet kolay olduğu bir girişimdi.
Ancak yeni kurallarla beraber bu işler gittikçe daha az zahmetli, üçüncü parti yazılımlar sayesinde çok daha düşük maliyetli bir hâl aldı. Wordpress ve Joomla gibi gelişmiş yazılımlar ve çeşitli veri kitaplıkları ortaya çıkarak verimliliği tahmin edilmeyen seviyelere çektiler.
Üzerine çok konuşulan ve özellikle Apple yüzünden tartışmaların odağı olan Flash da bunlardan biridir. Flash ile ilgili esas sorun yazılımın kendinden kaynaklanmıyor aslında. Bu gayet faydalı aracı gereğinden fazla kullanmaya çalışan, sonuçta ortaya bantgenişliği canavarı siteler çıkaran tasarımcılar bu tartışmalardan fazlasıyla sorumlular denebilir. Sonuçta yeni de olsa, araç sadece araçtır.
Sorunlar, Sorunlar
Tüm yeniliklere ve gelişmelere rağmen, bugün bilişim sektörünün hâlâ standartlara mükemmel bir uyumluluk sağlamış olduğunu söylemek mümkün değildir. Atılan adımlar internetin yüzünü hayli değiştirmiştir. Sonuçta Flash ve benzeri araçlar olmasa, Facebook ya da YouTube gibi servisler teknik açıdan mümkün olmayacaktı.
Ancak esas sorun tüm bu araçlara rağmen, büyük çapta bir standardizasyonun hâlâ mümkün olmamasıdır. Doğru, basit bir web sitesi yapmak artık çok daha kolaydır. Ancak gelişmiş ve çok yönlü servisler kurabilmek için yine de ciddi bir teknik eleman ve para gücü gerekmektedir.
Üstelik şimdi işin içine bir de mobil aygıtlar girmiştir. Bir web hizmetinin aynı tasarımla hem bilgisayarlarda, hem de mobil aygıtlarda çalışması mümkün değildir. Bu yetmezmiş gibi bir de mobil cihazların standartlarının çok farklı yönlere kaymış olması da durumu güçleştirmektedir. Ancak belki Android gibi yeni platformlar bu alanda da köklü değişimler getirebilir.
Sonraki On Yıl
Önümüzdeki on yılın bilişim sektörü ve internet için neler getireceğini, neleri dayatacağını az çok kestirmek güç değil. Bugüne kadar çıkarılan dersler, iki önemli hususun üzerine gidileceğini gösteriyor.
Öncelikle mobil platformların önemi ve sektördeki ağırlığı katlanarak artacaktır. Zaten Android'in gelişi de bunun açık bir habercisidir. Eğer bu alanda bir standardizasyon mümkün olursa, mobil araçların ve hizmetlerin son kullanıcının hayatındaki payının artması mümkün olabilir.
Burada ikinci önemli husus karşımıza çıkıyor, son kullanıcı dostu uygulamalar tasarlamanın kaçınılmazlığı. Web sitenizde külçe altın sunsanız bile, eğer ziyaretçileriniz onu rahatlıkla bulup erişemiyorlarsa faydası yoktur.
Rahatlıkla görebileceğiniz üzere, yeni kurallar ve şartlar oyunun şeklini tamamen değiştirmiş olabilirler. Ancak değişmeyen bazı şeyler de var. Yaptığı işe emek, zaman ve para harcamayı, yeni ve kullanıcı dostu fikirleri portföyüne katmayı başaramayanları, önümüzdeki on yılda yine kendi küçük kıyametleri beklemektedir.
Konular
- Leica'dan 2milyon dolarlık 1600mm lens
- .TC uzantılı domain adresiniz varsa dikkatli olunuz
- Phorm nedir, tehlikeli midir? Nasıl kapatılır?
- Google, 29 Ekim’de Düzenleyeceği Android Etkinliği için Davetiye Gönderimine Başladı
- Android 4.2 ile İkinci Hızlı Ayarlar Paneli Karşımıza Çıkacak
- Facebook’a Girilmiyor, Facebook Çöktü mü?
- Polis logosu kullanarak PC kilitleyen virüs
- 2013 yılında akıllı telefonların ekran çözünürlükleri Full HD olacak
- Şifresiz olarak bağkur borç sorgulama
- Ucuz Akıllı Telefonlar
- KYK Burs ve Kredi Sonuçları 2012-2013
- KYK Burs ve Öğrenim Kredisi Zam Miktarı 2013
- MHRS sisteminde büyük güvenlik açığı
- Samsung Galaxy S4 Özellikleri
- 2013 AÖF sınav sonuçları için tıklayın
- The Bat - uçan fare nasıl birşey
- Olympus LS-100 Çok Kanal Lineer PCM Ses Kayıt Cihazı
- Veri merkezi işletmeciliği rekabetçi bir ortama kavuşmalı
- Veri merkezlerine olan ihtiyaç artarken, güvenlik sorunları düşündürüyor.
- 2013-2014 KYK Yurt Başvurusu İçin Tıkla
- 2013-2014 KYK BURS Başvuruları
- Nikon D610 ile full frame pazarındaki yerini sağlamlaştırıyor
- Ekranda Bunu Görürseniz Yandınız!
- Bir Tweet ile hayatı alt üst oldu!
- 2K çözünürlüklü yeni Samsung Galaxy S5
- Django Framework Dersleri
- Google eart üzerinden bağ bahçe satın alma
- Instagramda takipçi sayısı nasıl artırılır?
- İnstagram api ile neler yapılabilir