LEICA Tarihi

Leica bildiğiniz gibi tanınmış bir almanya kaynaklı fotoğraf makinesi markası ve bilginiz bu kadarla yani sadece kaliteli bir isim olduğu ile sınırlı olabilir. Fakat neler kaçırdığınızı bilseydiniz belki de bir Leica hayranı hatta sahibi olurdunuz. Leica bazı modelleri cebe sığabilen, pil gerektirmeyen, bakım yapılmasa da sorunsuz olarak kırk yıl çalışabilen, soğuktan veya sudan etkilenmeyen, bunun yanında enstantane sürelerini saatinizi ayarlamakta kullanabileceğiniz bir fotoğraf makinesidir. Daha devam edersek günümüzdeki gibi 35 mm. genişliğinde ve 36 pozluk rulo negatif filmi belki de ilk kullanan, zamanında kullanışlılığı yüzünden gazetecilerin, lenslerinin kalitesi yüzünden ise fotoğraf sanatçılarının kesinlikle tercih ettiği bir fotoğraf makinesiydi. Kullanılmış olsa bile bazı eski modelleri bir otomobil fiyatına satılan bu makinenin bütün modellerinin dünyada oldukça yaygın bir tutku halinde birçok kişi tarafından koleksiyonu yapılmaktadır. Örneğin ABD’de Miami Üniversitesi Sanat Müzesi’nde bulunan bir koleksiyonda 1200 Leica sergilenmektedir.(1) Bir fotoğraf makinesinin böyle tanınmasının ve değer verilmesinin nedenleri nedir? Yazımızın bundan sonraki bölümlerinde bunun nedenini anlamaya çalışacağız.

Leica Tarihi
Leica fotoğraf makinelerinin ve üreticisinin tarihi, çok eski bir marka olduğu için dünya tarihi ile çok sıkı ilişki içindedir. Dünyada olan olaylar makinenin gelişimini etkilemiş ve belki de makinenin kendisi de kullanıcıları aracılığıyla dünya tarihini etkilemişti. Bu makine öncesinde fotoğraf makineleri ayaklı ve tahta büyük bir kutudan ibaretti. Fotoğraf çekimi de çok zahmetli bir işlemdi. Büyük film kartuşları fotoğraf makinesi içine konuluyor ve bunlarla her seferinde tek bir poz fotoğraf çekilebiliyordu. Bu tipte büyük ve ağır olan makineleri taşımak da çok zor oluyordu. Böyle bir devirde üretilmeye başlanan, lensi içeri doğru girebildiği için kolaylıkla cebe sığan ve arka arkaya 36 fotoğraf çekebilen bir makinenin yarattığı etkiyi sanıyoruz kimse küçümseyemez. Leica fotoğraf makinelerinin hünerleri sadece bunlarla sınırlı değildi. Aşağıda anlatacağımız daha birçok özellik de bu makinelerin belki de bütün zamanların en iyi fotoğraf makinesi ünvanını rahatlıkla elde edeceğini gösterecektir. Leitz-Weltzar şirketi ilk olarak 1849 yılında mercek ve mikroskop üretimi için başka bir adla kurulmuş, 1869 yılında kurucusunun ölümü nedeniyle şirkette mühendis olarak çalışan Ernst Leitz önce şirkete ortak olmuş daha sonra satın almıştı. Bunlar olurken Birinci Dünya Savaşı başlamış ve savaş nedeniyle mikroskop satışları çok azalınca şirket mali bir sıkıntı içine girmişti. Bu sırada şirkette çalışan fotoğraf çekmeye meraklı Oskar Barnack adlı bir mühendis sıradışı bir fotoğraf makinesinin prototipini kendi olanakları ile üretmişti. Barnack'ın amatör olarak fotoğraf çekerken karşılaştığı sorunları yoketmek amaçlı yaptığı bu makine o zamana göre çok sıradışı bir tasarıma ve çok farklı özelliklere sahipti. Bu makineyi 1913 yılında şirket yöneticilerine gösteren Barnack önce reddedildi. Mali krizin artması ve oğul Leitz’in babasının ölümünden sonra şirket yönetimi başına geçmesiyle, şirket içinde uzun tartışmalardan sonra Barnack fotoğraf makinesi üretimi fikrinde destek buldu. Mikroskop üretimi üzerine uzmanlaşmış bir şirketin fotoğraf makinesi üretimine geçmesi o zamanın koşullarında oldukça sıradışı bir durum olacaktı. Oğul Leitz, bu fotoğraf makinesini şirket için bir atılım aracı olarak görmüştü ve zaman kendisini yanıltmayacaktı. (2)

Leitz bu fotoğraf makinesini Leica I (Leitz Camera sözcüklerinin birleşimi) isminde ilk olarak 1923 yılında bir endüstri fuarında kullanıcıların karşısına çıkardı. Bu makine o zamanlar için yeni olan çok sayıda kavramı fotoğraf sanatçılarına tanıştırıyordu. En başta makine çok küçüktü elde kolaylıkla taşınıyordu. Bunun yanında rulo biçiminde 36 poz için yeterli uzunlukta 35 mm. bir negatif film kullanıyordu. Böylece her fotoğraf çekiminden sonra yeni film koymak gerekmiyordu. Makine zamanının en ünlü optik uzmanlarından Prof. Max Berek tarafından tasarımı yapılmış Elmax (daha sonra Elmar) ismi verilmiş 50 mm. odak uzunluğuna ve f/3.5 diafram açıklığı özelliklerinde bir objektif taşıyordu. Bu objektif bir mühendislik harikasıydı ve bu küçük makinenin içinde film üzerine şaşırtıcı bir biçimde keskin odaklama yapabiliyordu. Böylece Leica ile çekilmiş fotoğraflar diğerlerinden ilk bakışta anlaşılabiyordu. Bu makine ile diğer bir önemli yenilik olarak, küçük grenleri olan 35 mm.lik sinema filmi kullanılması sayesinde “küçük film büyük fotoğraf” kavramı da ortaya atılmış oluyordu.
1930 yılında Leica I (C) modelinde bir yenilik daha görüldü; değişebilen lensler. Bu makinenin lensi yerinden çıkarılıp başka amaçlı ve özellikli başka bir lens takılabiliyordu. Bu arada Leica dışında gelişen bir olay da Leica satışlarını iyice artırdı. Sinema endüstrisi Kodak ve Agfa şirketlerinin ürettiği renkli filmleri kullanmaya başlamıştı. Bu durumda renkli film kullanmak isteyen herkes bir 35 mm. fotoğraf makinesi yani Leica almak zorundaydı. (3) Bu arada Leica II ve III modellerini çıkardı. Leica makinelerdeki bu gelişmelerin olduğu zamanlarda İkinci Dünya Savaşının çıkmasıyla haber fotoğrafçılığı da çok önemli olmaya başlamıştı. Bu yıllarda her iki taraftan birçok savaş muhabirinin seçimi Leica yönündeydi. Böylece bir efsane başlamış oluyordu. Savaş sonrasının ilginç bir olayı da İngiliz ve Amerikan gizli servislerinin Leitz Fabrikalarını gezip üretim teknikleri hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlanmasıydı. Elde edilen bu bilgiler daha sonra İngiliz Reid marka fotoğraf makinelerinin yapımında kullanılmıştı. (4)

Altın Yıllar
İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesiyle Leica da kendini kanıtlamış oluyordu. 1954 yılında M serisi Leica fotoğraf makinelerinin üretilmeye başlanması ile Leica satış sıralarında en üste çıktı. İlk olarak üretilen M3 güvenilir, kullanımı kolay ve hafif bir makineydi. Kullanışlı bir bakaçla donatılmıştı ve önceki modellerde olduğu gibi keskin ve güzel fotoğraflar çekilmesini sağlıyordu. Böylece Leica modelleri arka arkaya gelmeye başladı, M2 ve M4 modelleri üretilmeye başladı. Bu günlerde neredeyse her fotoğrafçı veya habercinin elinde bir Leica görülüyordu. Leica makineler son derece güvenilir biçimde çalışan mekanizması ve zamanının en güzel lenslerine sahip olmasıyla birçok sanatçının yaratıcılık açısından özgür biçimde fotoğraf çekmesini sağladı. Bunlar arasında ilk akla gelen sanatçılardan biri Fransız fotoğrafçı Henri Cartier-Bresson'du. Bu sanatçı biraz da bu makinenin verdiği olanaklar sayesinde sokak fotoğrafçılığı dalının temellerini attı. Cartier-Bresson sokaklarda fotoğraf avcılığı yapıyordu ve gereksinimini duyduğu hızlı ve hafif bir makine için de en uygunu Leica'ydı.
Leica I, II ve III modelleriyle başlayan efsane M serisinin üretimi ile en tepe noktasına çıktı. Uzun süre boyunca M serisi satışları çok yüksekti ve neredeyse herkesin aklına fotoğraf makinesi denilince Leica geliyordu. Leica M serisi makinelerin modelleri biraz da kafa karıştıracak biçimde M3, M2, M1, M5 ve M4 şeklinde devam etmişti. 1954 yılında çıkarılan M3 modelinde objektifte zoom ringi yerine sabit olarak seçilebilen 3 odak uzunluğu ayarı vardı. Bu modelin pahalı bulunması ve bazı lenslerle uyumsuzluğu nedeniyle 1958 yılında daha basit ve ucuz M2 ile M1 çıkarıldı. M4 modelinde ise objektifte 4 odak uzunluğu vardı. 1971 yılında üretilen M5 ise tamamen yeni bir modeldi fakat fazla tutulmadı. Hatalar M4-2 modelinde düzeltildi. Model sayısı böylece tekrar geriye gitmişti. Bunu ise M6 ve M6TTL izledi. M6'larda 6 sabit odak uzunluğu vardı. M7 modeli ise tamamen elektronik ayarlı otomatik bir makineydi. Daha sonra üretilen MP ise eski iyi zamanlardaki gibi tamamen mekanik bir makineydi ve mekanizması M6 ve M3 karışımı özellikler taşıyordu.
Leica, fotoğraf makinesi üretimi sırasında en kaliteli malzemeleri kullanmakta ve çok sıkı bir kalite kontrolünden geçirmektedir. Makinede kullanılan parçalar genellikle Leica fabrikası içinde veya kalitesi bilinen yan fabrikalarda üretilmektedir. Lens sistemlerinin ve gövdelerin mühendislikleri her modelde ortalamanın çok üzerindedir. Örneğin M7 modelinde kullanılan deklanşörün yıpranma belrtileri göstermesi için 100000 fotoğraf çekmelisiniz. Bir M7 makine iyi bir bakımla 100 yıl kadar çalışmasını sürdürecek biçimde üretilmiştir. Bir başka örnek de yüksek fotoğraf çekme hızıdır: bir M7 makinede deklanşöre bastıktan 12 milisaniye sonra fotoğraf çekilir. Bu değer normal bir SLR makinede 125 milisaniye, bir dijital makinede 400-1500 milisaniye olacaktır. Makine ve lens sistemleri üzerinde profesyonelleri memnun edecek kadar geniş skalada ayarlar mevcuttur. Örneğin ISO ayarı bütün M serisinde 6 ile 6400 arasındadır. Leica makineler çok zor çevre koşullarında dahi sorun çıkarmamaları ile ünlüdürler. M serisi makine gövdeleri genel olarak 500-600 gr. ağırlığındadır ve böylece birçok profesyonel makineden çok daha hafiftir, bu da makinenin taşınmasını ve kullanılmasını kolaylaştırmaktadır.
M serisi Leica makinelerinin biçimi ve mekanik aksamı çok uzun zamandan beri bütün dünyada üretilen birçok marka için esin kaynağı olmuştu. 1950'li yıllarda Hasselblad, Contax, Contarex, Canon ve Nikon markaları ünlüydü fakat Leica'nın yarattığı kült hepsinin önüne geçiyordu. Bu sıralarda bütün fabrikalar Leica'nın yaptığı gibi “Rangefinder” denilen makinenin gövdesi üzerinde bakaçın (vizör) yerleştirildiği modelde fotoğraf makinesi üretiyordu. Bu tip makinelerdeki bakaç sistemi paralaks hatası denilen bakaçta görülen görüntü ile film üzerine düşen görüntü arasındaki farklılık olmasına ve ışık ölçümü hatalarına neden oluyordu. Fakat bu makineler daha basit olmaları nedeniyle daha hızlıydılar, sessiz çalışıyorlardı ve daha dayanıklıydılar. Leica yıllarca bu makinelerden üretmesinin nedeni de bu özelliklerin yarattığı avantajlardı. Fakat teknolojinin gelişmesiyle ve üretimin ucuzlamasıyla özellikle Japon fabrikaları tarafından SLR (Single Lens Refleks) denilen paralaks ve ışık ölçümü hatalarının olmadığı makinelerin üretilmeye başlaması Leica modellerinin satışını düşürdü. Böylece Leica kalıcı olarak geri planda kalmış oldu. Leica SLR tipinde ilk makineyi 1964 yılında Leicaflex adında üretmeye başladı. 1976 yılında ise Minolta firmasıyla birlikte fotoğraf profesyonelleri için R serisi üretimi başladı. Bu seride zamanımıza kadar R9'a kadar model üretildi. Estetik olarak belki de M serisi kadar güzel olan R serisi makinelerin Leica markasına yakışır teknik özellikleri vardır. R serisi makineler arasında dijital modeller de vardır.
Leica ve Panasonic işbirliğinden ise dijital sensor içeren Digilux serisi ortaya çıktı. Ciddi amatörler için üretilen Digilux'lerin görünümleri M serisine benzetilmişti ve bir dijital makine için bu büyük bir sürprizdi. Fakat bu model de tasarım açısından birçok ödül alarak kendini kanıtlamış oldu.
Leica fabrikasının 2004 yılında son yeniliği dünyada ilk defa aynı gövde üzerinde değisebilir dijital veya film kullanan bir R serisi makinenin üretilmesi oldu. Böylece her iki yöntemin olumlu özellikleri tek bir makine üzerinde birleştirilmiş oldu.

Her İyinin Bir Taklidi vardır Veya Taklidi Olan İyidir!
Leica fotoğraf makinelerinin bir diğer özelliği de dünyada yaygın olarak koleksiyonu yapılmasıdır. Leica koleksiyoncularını bekleyen bir tehlike yanlışlıkla yüksek bir fiyatla sahte bir Leica almaktır. Bu tip Leica görünümlü makineleri birçok yerde özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde, internette hatta sokak satıcılarında görebilirsiniz. Taklit Leica'ların geriye doğru izini sürersek çoğunluğunun Rus yapımı FED makinelere dayandıklarını görürüz. FED makineleri eski Rusya'da devrim sonrasında sokak çocukları için oluşturulmuş bir komünde üretiliyordu. Bu özel topluluk kurucusu olan gizli servis başkanı Felix Edmundovich Dzerzhinsky'nin adını taşıyordu. Bu topluluğun diğer bir özelliği de o sıralarda çok yetenekli bir eğitimcinin sorumluluğunda olmasıydı. Burada ailesi olmayan Rus gençleri çok sıkı çalışıyor ve iyi bir eğitim alıyordu. Önceleri sadece klasik eğitim yapılan toplulukta Rus sanayi devriminin sonrasında makine üretimi başlamıştı. İlk yaptıkları makine de Amerikan Black-Decker elektrikli matkaplarının bir kopyasıydı. Bu topluluğun yetenekleri daha sonra 1932 yılında Leica fotoğraf makinelerini kopyalayacak kadar ilerlemişti ve ürettikleri bu makineleri de topluluğun isminin baş harflerini kullanarak kısaca FED olarak adlandırmışlardı. Bu fabrikada Leica modelleri model numarası olarak biraz da geride kalarak birebir kopya olarak üretiliyordu ve bunların kalitesi de Rus denetimcilere göre Leica'nınkileri aratmıyordu. Böylece Rusya'da İkinci Dünya Savaşı öncesinde 175000 adet FED makine satılmış oldu. (5)
Sahte Leica üreticilerinin üzerlerinde Leica'ya daha benzemesi için küçük değişiklikler yaparak sattığı makineler işte bunlar. Sahte Leica makineler büyük bir sorun olduğu için Leica firması kendi internet sitesinde daha önce ürettiği makinelerin seri numaralarını vermiştir. Bunun yanında çeşitli internet sitelerinde aradaki farkları açıklayan bilgileri bulabilirsiniz. Bu konuyu bilen birinin sahte Leica alması çok olası değil gibi görünüyor. Fakat yine de bir satıcıda görseniz sahte bir Leica'ya tepkiniz ne olurdu? Gerçeğinin yüzde biri fiyatına, yüksek kalitede malzeme ile üretilmese de güzel fotoğraflar çekebilen bir makineyi kim istemez. (6)

Sonuç Olarak
Görüldüğü gibi ürettiği fotoğraf makineleriyle tartışmasız olarak dünyada fotoğraf sanatının temel taşlarından bazılarını yerleştiren Leica, çalışmalarına hala kalite ve estetik olarak liderlerden biri olarak devam etmekte. Satış rakamı olarak çok yüksek sayılardan artık uzak kalsa da bütün dünyadaki fotoğraf sanatçılarının kalplerinde Leica için her zaman bir yer vardır. Leica yıllar boyunca fotoğraf makineleri üzerine sayısız, bazıları teknolojik olarak neredeyse devrim yaratacak yenilikler eklemişti. Zamanımızın olanakları ile örneğin bilgisayar destekli lens tasarımı ile Leica daha güçlü lensler ve fotoğraf makineleri üretmeyi başarmaktadır. Şirket olarak Leica hiçbir zaman yüksek karlar peşinde koşmamış, reklamlarında en iyi olduklarını iddia etmemişlerdir. Leica şirketinin kurulmasından bu yana tek politikası, fotoğrafçılar için yüksek kalitede ekipman üretmek olmuştur. (7)

derleyen: Serdar Sarı


Konular

Hanci.org sizlere daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanıyor.
Hanci.org sitesini kullanarak çerez politikamızı kabul etmiş olacaksınız.
Detaylı bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası metnimizi inceleyebilirsiniz.